22 Ağustos 2011 Pazartesi

Çin Yeni Süper Güç Olur mu


Çin Yeni Süper Güç Olur mu ?
haber no:48 Şüphesiz ki son günlerin en tartışmalı konuları arasında Çin' de yerini aldı. Çin Yeni Süper Güç Olur mu ? sorusunu ABD finansal kriziyle birlikte son günlerin en çok kafa karıştıran ve tartışılanları arasında yerini aldı. Birçok uzman “Amerikan Yüzyılı”nın sona erdiğini söylüyor. Son ekonomik gelişmeler de bu teşhisi doğrular nitelikte. Peki, Çin siyasi açıdan da ABD’nin liderliğini ele geçirmek üzere mi?
Çin, Batı ile arasındaki farkın kapanmakta olduğunu göstermek için hiçbir fırsatı kaçırmıyor: Olimpiyat Oyunları’nı düzenliyor, Expo 2010’a ev sahipliği yapıyor, taykonotlarını uzaya, araştırma denizaltılarını denizin derinliklerine gönderiyor, beş yıl zarfında dünyanın en büyük hızlı tren ağını inşa ediyor. Pekin Halk Üniversitesi’nden Profesör Jin Canrong, Çin’in uslu bir öğrenci gibi Washington’daki büyük ustasının sözünü dinlediği günlerin geride kaldığını söylüyor. "Durum beş yıl öncekinden çok farklı." diyen Canrong "Çin ve ABD ilişkilerini artık eşit düzeyde sürdürüyorlar. Geçmişte ABD taleplerini dile getirir, Çin de öğretmeninin sorularını cevaplandıran bir öğrenci gibi cevap verirdi, yani çok pasif bir roldeydi.” şeklinde konuşuyor.
Güçlenen Çin, çıkarlarını savunuyor Günümüzde ise Çin, başta toprak bütünlüğü olmak üzere, tüm konularda kendi çıkarlarını dile getiriyor ve savunuyor. Hong Kong Üniversitesi’nden siyaset bilimci David Zweig, Tibet ile Pekin tarafından kendi parçası olarak görülen Tayvan’ın bu çıkarların başında geldiğini belirtiyor. Zweig „Şimdi kendini daha güçlü hisseden Çin’e kalsa, ABD’nin Tayvan’a silah satmasını da engelleyecek. Öte yandan ABD Çin’in silahlanmasını kaygıyla izliyor. Bu nedenle de Çin ordusunu yakından takip ediyor, bu ise Çin tarafından iç meselelerine müdahale olarak değerlendiriliyor.” tespitini yapıyor.
"ABD bölgesel anlaşmazlıklara karışmasın" Komünist Parti yetkilileri bu konuda gayet açık bir tavır sergiliyor. ABD Dışişleri Bakanı Clinton’ın Vietnam ve Filipinler gibi Çin’in güneydeki komşularına, Pekin ile aralarında Güney Çin Denizi'ndeki egemenlik hakları konusunda süren anlaşmazlıkta destek vermeye hakkı olmadığını belirten parti yetkilileri, bunun bölgesel bir anlaşmazlık olduğunu kaydediyor. Çin, Japonya ile de küçük adalar ve buna bağlı olarak denizin dibinde petrol yatağı arama hakkı konusunda çekişiyor. Pekin kısa bir süre önce de ilk uçak gemisini tamamladı. Ancak Pekin Halk Üniversitesi’nden Profesör Jin Canrong, Çin’in askerî alanda süper güç olma yolunda ilerlediği yönündeki iddiaların yersiz olduğunu kaydediyor. „Hiçbir Çinli kalkıp ülkesini küresel oyuncu olarak adlandırmıyor." diyen Canrong "Çin kendini dünyada belli bir nüfuza sahip ve Doğu Asya’da etkili, ancak ulusal birliğini henüz tamamlayamamış bölgesel bir güç olarak görüyor. Tayvan sorunu hâlâ gündemde.” ifadelerini kullanıyor. Karşılıklı güvensizlik Çinli Profesör Jin ve Amerikan meslektaşı Zweig’ın görüş birliği içinde olduğu bir nokta var. İkisi de tarafların birbirine güven duymadığını vurguluyor. ABD ile Avrupa arasında da sorunların olduğunu, ama ilişkilerin temelinde güvenin bulunduğunu belirten Zweig "Bu ABD ile Çin arasında böyle değil. İklim konferanslarında verilip tutulmayan sözler, Dalay Lama yapılan görüşmeler, silah sevkiyatları – tüm bunlar karşılıklı güvensizliği güçlendiriyor. İki taraf da diğerinin kendisine hükmetmek istediği şüphesini taşıyor.” diyor.

0 yorum:

Yorum Gönder